26 Ekim 2010 Salı

Abidin Dino'nun Nazım'a cevabı

MUTLULUĞUN RESMİ


Kokusu buram buram tüten
Limanda simit satan çocuklar
Martıların telaşı bambaşka
İşçiler gözler yolunu.
İnebilseydin o vapurdan
Ayağında Varna'nın tozu
Yüreğinde ince bir sızı.
Mavi gözlerinde yanıp tutuşan
Hasretle kucaklayabilseydim
Seninle, bir daha.
Davullar çalsa, zurnalar söyleseydi
Bağrımıza bassaydık seni Nazım,
Yapardım mutluluğun resmini
Başında delikanlı şapkan,
Kolların sıvalı, kavgaya hazır
Bahriyeli adımlarla düşüp yola
Gidebilseydik meserret kahvesine,
İlk karşılaştığımız yere
Ve bir acı kahvemi içseydin.
Anlatsaydık
O günlerden, geçmişten, gelecekten,
Ne günler biterdi,
Ne geceler...
Dinerdi tüm acılar seninle
Bir düş olurdu ayrılığımız,
Anılarda kalan.
Ve dolaşsaydık Türkiye'yi
Bir baştan bir başa.
Yattığımız yerler müze olmuş,
Sürgün şehirler cennet.

İşte o zaman Nazım,
Yapardım mutluluğun resmini
Buna da ne tual yeterdi;
Ne boya...

23 Ekim 2010 Cumartesi

KUYTUDA

Kuytuda

Işığın benim için yanmıyor geceleri
Benim sesimle uyanmıyorsun uykularından

Doğan günle canlanan sevincin
benim için değil.
Yenilenen güzelliğin,
dinlenen elin.

Benim sevdam koduğun gibi,
kuytuda saklı durur
Suçlu,
sen suçladın.
Elden günden utanır ...

Kulağı ayak sesinde
senin ayak sesinde.

Arif Damar

1 Ekim 2010 Cuma

Servet GÜN- Yoksulluktan Sefalete Bir Göç Hikayesi

“… Ben en çok bazen çöpte bulduğum oyuncakları küçük
kardeşime götürdüğümde mutlu oluyorum.”
12 yaşındaki katı atık toplayıcısı.